(1) “Eğer bir kişi [şu şekillerden herhangi biriyle] günah işlerse [kanun, aşağıdaki gibidir]: “[Eğer bir davada tanıklık etme konusundaki] Yemin çağrısını kabul etmişse ve [gerçekten bu konuda] tanıksa – görmüşse ya da biliyorsa; tanıklık etmediği takdirde günahını taşıyacaktır.
(2) “Veya bir kişi, her türlü tame şeye – ister kaşer olmayan bir yabani hayvanın leşine, ister kaşer olmayan bir evcil hayvanın leşine, isterse de kaşer olmayan bir küçük çaplı hayvanın leşine – dokunup, [daha sonra] bunu unutarak, tame haliyle suçlu duruma düştüğünde;
(3) veya [bir kişi] insana bağlı bir tuma kaynağına dokunup – [ki bu, insanın] tame konumuna geçmesine neden olan her türlü tuma kaynağı [olabilir – bunu] unutarak [hatayı işledikten sonra,] suçlu duruma düştüğünü öğrendiğinde [de aynı durum geçerlidir].
(4) “Veya bir kişi, kötülük ya da iyilik edeceğine dair dudaklarıyla telaffuz etme suretiyle yemin edip – [ki bu,] insanın yeminde telaffuz edeceği her şey [olabilir] – unuttuğunda [ve bunun sonucunda yeminini ihlal ettiğinde, yine aynısı doğrudur]. “Bunlardan biri söz konusu ise, [kişi, durumun] bilincine vardığında, suçlu duruma düşmüştür.
(5) Bunlardan birinden [dolayı] suçlu duruma düştüğünde, hakkında hata ettiği [günahla ilgili olarak] itirafta bulunmalıdır.
(6) “İşlemiş olduğu hatası nedeniyle, Tanrı Adına Aşam-korbanını getirir: Hatat-korbanı olarak davardan dişi bir kuzu ya da oğlak. Böylece Koen onun adına, hatasından bağışlanma sağlayacaktır.
(7) “Fakat eğer [maddi] gücü davar yavrusuna yeterli değilse, işlediği [hataya karşılık] Aşam-korbanını iki kumru ya da iki güvercin yavrusu [şeklinde] getirir. [Bunların] Biri Hatat-korbanı, diğeri de Ola-korbanı olarak [kullanılacaktır].
(8) “Onları Koen’e getirir ve [Koen] önce Hatat-korbanı olarak [getirileni] korban eder: [Kuşun] Başını, ense kökünden [tırnağını derine batırarak] çentikler; ama [başı bedenden] ayırmaz.
(9) Sonra Hatat-korbanının kanından [bir miktarı] Mizbeah’ın duvarına serper ve kalan kanı Mizbeah’ın kaidesine doğru [bastırarak] sıkar. Bu bir Hatat-korbanıdır.
(10) “İkincisini de, kurala uygun şekilde Ola-korbanı yapar. Böylece Koen onun adına, işlemiş olduğu hatasından bağışlanma sağlayacak ve [bu kişi] affedilecektir.
(11) “Ancak eğer [maddi] gücü iki kumruya ya da iki güvercin yavrusuna yetmiyorsa, işlediği [hataya karşılık] korbanını, Hatat-korbanı olarak 1/10 efa en kaliteli un [şeklinde] getirir. Üzerine yağ koymaz ve üstüne günlük yerleştirmez; zira bu bir Hatat-korbanıdır.
(12) “Onu Koen’e getirir. Koen ondan bir komets dolusu [olan] hatıra porsiyonunu kazır ve Mizbeah’ta, Tanrı Adına [yapılan] yakılan-korbanlarla birlikte tüttürür. Bu bir Hatat-korbanıdır.
(13) “Böylece Koen, [kişinin] işlemiş olduğu hatası üzerine, bu seçeneklerden [uygun olan] birinden [yararlanarak] bağışlanma sağlayacak ve [bu kişi] affedilecektir. Minha-korbanı[nda olduğu] gibi, [yakılmayan kısım] Koen’e ait olacaktır.”
(14) Tanrı Moşe’ye konuşarak [şöyle] dedi:
(15) “Bir kişi, uygunsuz kullanımda bulunarak, Tanrı Adına Kutsal olan şeylerden [biriyle ilgili olarak] kazara hata işlerse, Aşam-korbanını getirmelidir: Aşam-korbanı olarak, davardan, kutsiyet [konularındaki] şekel standardına göre [en az iki] gümüş şekellik değere sahip kusursuz bir koç.
(16) “Kutsal’a ait olup, hakkında hata işlemiş olduğu şeyi tamamen tazmin eder ve beşinci bir payını üzerine ekler. [Getirdiği koçu] Koen’e verir. Koen, Aşam-koçu ile onun için bağışlanma sağlayacak ve [bu kişi] affedilecektir.
(17) “Eğer bir kişi hata işleyip, Tanrı’nın yasak niteliğindeki tüm emirlerinden [belirli bazı türdekilerden] birini[n aksini] yaptığında, suç işlediğinden emin değilse [bile, yine de] günahını taşıyacaktır.
(18) Koen’e Aşam-korbanı olarak, davardan, [belirli bir] değere sahip kusursuz bir koç getirir. Koen, onun kazara yaptığından emin olamadığı ihlal üzerine bağışlanma sağlayacak ve [bu kişi] affedilecektir.
(19) Bu bir Aşam-korbanıdır; [zira, söz konusu kişi] Tanrı’ya karşı kesinlikle suç işlemiştir.”
(20) Tanrı Moşe’ye konuşarak [şöyle] dedi:
(21) “Bir kişi günah işleyip Tanrı’ya karşı uygunsuz davranış içine girerek, akranına [şu konularda] inkarda bulunursa [kanun aşağıdaki gibidir: Bu,] Bir emanet, bir iş antlaşması veya bir soygunculuk [konusundaki inkar olabilir]; veya akranının alacağını [ondan] esirgemiştir;
(22) veya kayıp bir şey bulmuştur, ama bunu inkar etmektedir. İnsanın, yapmakla hakkında günah işlediği tüm [bu ihlaller]den biri üzerine yalan yere yemin de etmiştir.
(23) “[Bu şekilde] Günah işleyip suçlu duruma düştüğünde, [öncelikle, ilgili şeyi] geri vermelidir: Çalmış olduğu çalıntı malı, esirgemiş olduğu esirgenmiş alacağı, kendisine emanet edilmiş olan emaneti, bulmuş olduğu kayıp şeyi,
(24) veya hakkında yalan yere yemin etmiş olduğu her türlü şeyi. “Onu başmal haliyle tamamen tazmin etmeli ve üzerine beşinci paylarını eklemelidir. [Hilekarlık konusu olan şey] Kime aitse, suçunu kabul ettiği günde, bunu [ona] teslim eder.
(25) “Tanrı Adına Aşam-korbanını da Koen’e getirmelidir: Aşam-korbanı olarak, davardan [belirli bir] değere sahip kusursuz bir koç.
(26) Böylece Koen onun için Tanrı’nın Huzuru’nda bağışlanma sağlayacak ve [bu kişi,] yapmakla hakkında suçlu duruma düştüğü tüm [bu ihlaller]den biri için affedilecektir.”